Doğuma 3 gün kala hayatının şokunu yaşadı Çünkü...

19 Mart 2018 - 18:30

Profesyonel olarak halter ve boks yapan Aliye Demir hamile kaldı. Doğuma 3 gün kala öğrendiği haberle hayatının şokunu yaşadı.

Profesyonel olarak halter ve boks yapan Aliye Demir hamile kaldı. Doğuma 3 gün kala öğrendiği haberle hayatının şokunu yaşadı.

Makine mühendisi olan ancak profesyonel olarak halter ve boks yapan Aliye Demir, 37 yaşında ikinci çocuğuna hamile kaldı. Doğuma 3 gün kala öğrendiği haberle hayatının şokunu yaşadı.

Makina mühendisi olan ancak profesyonel olarak halter ve boks yapan Aliye Demir, 37 yaşında ikinci çocuğuna hamile kaldı. Genç kadının hamileliği süresince bayılmaları oldu ancak bunları ciddiye almadı. Demir'in hamilelik sürecini izleyen kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Yrd. Doç. Dr. Elif Çiler Eren, bayılma şikayetlerini duyunca şüphelenerek kardiyoloji servisine yönlendirdi. Burada yapılan incelemeler sonucunda doğumuna 3 gün kala kalbinde bir tümör olduğu tespit edildi...

Doğuma kalbinde tümör ile giren Demir için kadın doğum uzmanının yanı sıra acil bir durumda müdahale etmek üzere Doç. Dr. Korhan Erkanlı liderliğinde kalp ve damar cerrahisi ekibi de eşik etti. Sezaryen ile gerçekleştirilen doğum sırasında herhangi bir sorun çıkmayınca kalp ameliyatı için 15 gün beklenildi ve anne ameliyat edilerek tümörden kurtarıldı. Anne Aliye Demir, oğlu Ali Yavuz Demir'i sağlıkla kucağına aldıktan sonra kalp ameliyatı öncesinde bir grup hemşire annenin sütünü alarak bebeğin anne sütünden mahrum kalmasını da engelledi.

 

"PIHTI ATARSA ÖLEBİLİRSİN" DENİLDİ

Aliye Demir kalbinde tümör olduğunu öğrendikten sonra doktorlar tarafından "Pıhtı atarsa ölebilirsin" diye uyarıldı. Demir, bebeğin planlanan doğum sürecini bozmamak için 3 gün beklemeye karar verdi ancak çok yoğun stres yaşadı. Genç kadın yaşadığı o stresli 3 günü ve sonrasını şöyle anlattı:

"Sorunlu dönemlerdi. Doğuma 3 gün kala öğrendim. 10 yıl önce bir bebeğim daha olmuştu ve sezaryen ile doğmuştu. Normal doğum yapıp yapamayacağımı öğrenmek için anestezi doktoru ile görüşmem gerektiğini söylediler. Bir kalp ekokardiyografisi çekildim ve tesadüfen öğrendik bunu doğuma 3 gün kala. Sonrası çok hızlı gelişti. Gözümü açtım sezaryende buldum kendimi. Karmaşık bir süreçti ama çok hızlı geçti. Şanslıydım çünkü doktorlarım Korhan Bey ve Çiler Hanım çok iyi yol gösterdiler. Doktorum beni hastalık ile ilgili çok iyi aydınlattı. Korkulacak bir şey olduğunu da hiç düşünmedim. Doktoruma güvendim ve zamana bıraktım. Sonuç itibariyle tam bir buçuk ay önce bu işler başladı ve hızlıca bitti. Bugün bebeğim kucağımda çok şükür. Problemsiz atlattık bu dönemi. Ama o 3 gün kabus gibi geçti. Çok yoğun bir stres yaşadım. Bebek de karnımda strese girmiş. Bana 'pıhtı atarsa ölebilirsin' bile denildi. O yüzden 3 günü geçirmek çok zordu. Daha önce ameliyata girebilirdim ama zaten atlatmışsın ve sonuna gelmişsin, bebeği riske atmayalım denildi."

 

ANNE VE BEBEĞİN HAYATİ TEHLİKESİ VARDI

Aliye Demir'i hamileliğinin 28'inci haftasında takip etmeye başladığını belirten Yrd. Doç. Dr. Elif Çiler Eren, hamilelik sürecinde sorun yaşamadığını belirtti ve şunları söyledi: "Aliye Demir'in daha öncesine ait bayılma nöbetleri varmış. Kendisiyle son konuşmamızda bunu dile getirdi. Onun üzerine kardiyoloji konsültasyonu istedik ve kalbinde bir tümör olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine gerekli tetkikler sonucunda ameliyatı planladık. Ancak sezaryen sırasında herhangi bir problem çıkmayınca ameliyatı sonrasına erteledik."

Tümör nedeniyle kalp atımında bozulmalar olabileceği ve dolaşım sistemine girme riski olacağını belirten Yrd. Doç. Dr. Eren, bu nedenle anne ve bebeğin hayatının tehlikeye girebileceğini söyledi.

KALBİN BİR ODACIĞINI DOLDURACAK KADAR BÜYÜK BİR TÜMÖR TESPİT EDİLDİ

Aliye Demir'in kalp tümörünün 4 cm x 5 cm çapında olduğunu ve kalbin bir odacığını dolduracak büyüklükte bir tümör olduğunu belirten Medipol Mega Üniversitesi Hastanesi kalp ve damar cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Korhan Erkanlı, doğuma herhangi bir komplikasyon ihtimaline karşı tedbir alarak girdiklerini belirtti ve şunları söyledi: "Yapılan tetkiklerde çok büyük bir kitle tespit edilmişti. Bu kitle kalp kapakçığının üstüne oturmuştu ve hayatı tehdit edecek derecede büyüktü. O yüzden gerçekten bizi ilk başlarda endişelendirdi bu durum. Bu kitle çok büyük olduğu için kopup, mitral kapağı kapama, kalbin içine gidip emboli denilen pıhtı atarak felce yol açma gibi bir durum söz konusu olabilirdi. O yüzden bu önlemleri öncesinde alarak hastamızın doğumunu kontrollü bir şekilde yaptırdık."

 

HAMİLELİKTE NEFES DARLIĞI GİBİ ŞİKAYETLER CİDDİYE ALINMALI

Bu durumun iyi yönetilmediği takdirde hem anneyi hem bebeği kaybetme riskinin olabileceğini belirten kalp tümörlerinin 100 binde yaklaşık 2 oranında görüldüğünü söyleyen Doç. Dr. Erkanlı, sezaryen sırasında açık kalp ameliyatı yapabilecek pozisyonda hazırlandıklarını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: "Doğum öncesi aşama kalp hastalıklarında çok önemli. Kalp hastalığı ile beraber olan gebeliklerde, hem anne hayatı risk altındadır, hem çocuğun hayatı risk altındadır. Eğer doğru bir şekilde bu yönetilemezse hem çocuğu hem anneyi birden kaybetme riskimiz var. Bu yüzden bu konuya çok özen göstermek lazım. Bu konuyu iyi irdelemek lazım. Bu hastalarda en ufak bir semptom varsa, örneğin nefes darlığı gelişiyorsa dikkate almak gerekiyor. Basit bir ultrason ile dahi bu kalp hastalıklarını teşhis etmek mümkün."