Kalplerini çantada taşıyan hayatlar
Kalp nakli sırası gelene kadar ya da kalp nakline uygun olmadıkları için yanlarında tıpkı postacı çantası gibi yapay kalp taşıyan kalp yetmezliği hastaları, hayatlarını daha rahat sürdürebiliyor. Ancak ansanların cihaz tanımaması nedeniyle bazen para çantası zannedilen hayat çantaları kapkaççıların hedefi oluyor...
Kalp nakli sırası gelene kadar ya da kalp nakline uygun olmadıkları için yanlarında tıpkı postacı çantası gibi yapay kalp taşıyan kalp yetmezliği hastaları, hayatlarını daha rahat sürdürebiliyor. Ancak ansanların cihaz tanımaması nedeniyle bazen para çantası zannedilen hayat çantaları kapkaççıların hedefi oluyor...
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi ekibi, yılda yaklaşık 20 kalp nakli gerçekleştirirken, yaklaşık 70 hastaya da ‘yapay kalp’ olarak da bilinen kalp destek cihazı takıyor. Kalp destek cihazı, kalp nakli gereken ve nakle uygun olmayan kalp yetmezliği hastaları için hayat kurtarıcı oluyor. Cihaz, hastalıklı olan sol karıncıktan kanı alıp kalpten çıkan en büyük damar olan aortaya pompalıyor. Vücuttaki yapay kalp, kablo ile hastanın 24 saat yanında taşıdığı, içinde şarj ünitelerinin bulunduğu çantalara bağlanıyor. Hastalar, cihaz sayesinde günlük işlerini çok daha rahat yapabiliyor. Tedavi için Türkiye’nin dört bir yanından İzmir Ege Üniversitesine gelen kalp yetmezliği hastaları, cihazdan çok memnun olsalar da, insanların bilinçsiz olmasından yakınıyor. Çantalarını asla yanlarından ayırmamaları gereken hastalar, bazen X-Ray cihazlarından geçirilmeye zorlandıklarını, bazen çantalarının para çantası zannedilerek kapkaççıların hedefi olduklarını, bazen de vücutlarından çıkan kablolar nedeniyle canlı bomba sanıldıklarını söylüyor. Bazı hastalar sırf bu yüzden, çareyi çantasının üzerine "dikkat yapay kalp" yazısı yazmakta bulduğunu belirtiyor.
"Kablolu ve çantalı görünce canlı bomba sanıyorlar"
Cihaz takılmadan önce 10 basamaklı bir merdiveni sık sık dinlenerek çıktığını ancak 2 yıl önce cihazın takılmasıyla çok daha rahat ettiğini belirten 48 yaşındaki Halit Çetinkaya, "Birçok insan yapay kalpli olduğumuzu söylememize rağmen anlamıyor. Bir gün yedek pillerimi X-Ray cihazından geçirirken güvenlik beni durdurdu ve ‘çantanın içinde patlayıcı gözüküyor’ dedi. Çantada ne olduğunu sordu, ben de yapay kalpli olduğumu ve çantadakilerin yedek pil olduğunu söyledim. Zaten insanlar bizi kablolu ve çantalı görünce canlı bomba sanıyor. Ben Bursa’dan geliyorum, bu cihazı bilmeyen sağlık personeli bile var" dedi.
Kapkaça maruz kalınca, çantasına yazı yazdırdı
3 yıldır kalp nakli bekleyen ve tedavi için Bursa’dan İzmir’e gelen 63 yaşındaki Arif Durmuş, kapkaççıların hedefi olan hastalardan. Kalp destek cihazını yeni taktığı dönemlerde, saldırıya uğradığını söyleyen Durmuş, "Cihazı ilk taktığımda, yan kesiciler çantamı para çantası sanarak çalmaya çalıştı. Çantama asıldılar, ‘bırakın ben yapay kalpliyim’ dedim. ‘İmdat’ diye bağırınca kaçtılar. Ben de hemen çantamın üzerine ‘dikkat yapay kalpli’ yazdırdım. Kötü niyetli kişiler bize dokunmasın. Biz zaten çok zor şartlarda yaşıyoruz" diye konuştu.
"Çantaları X-Ray cihazından geçirmemizi istiyorlar"
51 yaşındaki Ramazan Yetim de, çantasının üzerine uyarı yazan hastalardan bir diğeri. Herhangi bir olumsuz duruma maruz kalmamak için çareyi çantasına yazı yazmakta bulduğunu dile getiren Yetim, şunları söyledi: "Otobüse biniyorum, insanlar bu cihazı normal çanta sanıyorlar. Ben de üzerine yazı yazdırdım, şimdi daha rahat ediyorum. Kötü niyetli insanlar yazıyı görsünler istedim. Yine de tek başıma dışarı çıkmıyorum. Çoğu kişi bu çantaları X-Ray cihazından geçirmemizi istiyor. Geçiremeyeceğimi söylüyorum ama anlamıyorlar."
"Cihazdan önce nefes alamaz hale gelmiştim"
7 aydır kalp destek cihazı ile hayata tutunan 66 yaşındaki Hasan Hüseyin Karaca da, haftanın dört günü hastaneye gelerek kontrollerini yaptırdığını söyledi. Karaca, şöyle konuştu:
"Bu cihaz takılmadan önce yürüyemez hale gelmiştim. Neredeyse oksijen tüpüne bağlanmak üzereydim. 50 adımda bir duraklıyordum. Bu cihazı taktıktan sonra normal hayata tutunmaya başladım. İnşallah bir gün kalp nakli de olacak. Ancak insanların organ bağışı konusunda bilinçlenmesi gerekiyor."
"Nikahlı eşimizi yanımızdan ayırıyoruz ama bu çantayı ayıramıyoruz"
2 yıldır kalp destek cihazı ile yaşamını sürdüren ve kalp nakli bekleyen 58 yaşındaki Bahattin Karalar, "Ege Üniversitesine tavsiye üzerine geldim ve bu cihazın takılmasını uygun gördüler. Cihaz ile daha rahat yaşıyorum ama her şeyden önce organ nakline ihtiyacımız var. Biz cihazın bulunduğu çantayı 24 saat her yerde takmak zorundayız. Tuvalette bile çantayı yanımızdan ayıramıyoruz. Hatta nikahlı eşimizi yanımızdan ayırıyoruz ama bu çantayı ayıramıyoruz. Biz bununla yaşamak zorundayız. Çoğu insan bu çantanın ne olduğunu bilmiyor. Hatta Ege Üniversitesinden başka bir hastaneye gittiğimiz zaman, o hastanelerde bile çantanın neye yaradığını bilmeyenler oluyor. Doktorlardan, hemşirelerden, personellerden çok memnunuz. Ancak cihazlarda kablo girişimiz var ve günde iki sefer pansuman yapılması gerekiyor. Bunun devlet tarafından karşılanmasını diliyoruz" ifadelerini kullandı.
Eşler de yedek pilleri çantalarında taşıyor
Kalp destek cihazı kullanan hastaların en büyük destekçileri ise eşleri. Bahattin Karalar’ın eşi Sevdiye Karalar, "Eşim iyi olursa biz de iyi oluyoruz. Eşim rahatsız olduğu zaman biz de onunla beraber huzursuz oluyoruz. Biz Bursa’da oturuyorduk ama eşimin tedavisi için İzmir’e kiraya çıktık. Haftanın büyük bir bölümünde hastaneye gelip kontrollerimizi yaptırıyoruz. Ben organ bağış kartımı aldım, herkese de organ bağışı konusunda duyarlı olmalarını öneriyorum" derken, bir yıldır kalp destek cihazı kullanan Gürsel Durak’ın eşi Fatma Durak da, "İnsanlar cihazın bulunduğu çantayı para çantası sanıyor ya da ne olduğunu bilmedikleri için çarpabiliyorlar. Eşimle toplu taşımaya bindiğim zaman ona adeta kol kanat geriyorum. Eşim çanta taşıyor, ben de o bataryanın yedeklerini de sırt çantamda taşıyorum. Yani yedek kalbi sırtımda taşıyorum. Herhangi bir sıkıntı olursa hemen o bataryaları değiştirmem gerekiyor. Artık benim hayatım tamamen eşim. Onu tek bırakıp bir yere gitmem. Biz Malatya’daki evimizi, üç çocuğumuzu bırakıp sırf bu tedavi için İzmir’e geldik" dedi.
1,5 yıl yapay kalp taşıdı, sonra nakil oldu
56 yaşındaki Şükrü Gür ise, şanslı hastalardan. Çanta taktıktan 1,5 yıl sonra kalp nakli olduğunu ifade eden Gür, "Ben de arkadaşlarım gibi zamanında çanta taktım. Çanta takmadan önce nefes alamıyordum ama çantayı taktıktan sonra kendimi toparladım. 1,5 yıl sonra da bana nakil çıktı. Çok şükür eski sağlığıma kavuştum. Çantalıyken her gün hastaneye geliyordum, şimdi de 6 ayda bir kontrole geliyorum" ifadelerine yer verdi.
Cihaz su motoru gibi çalışıyor
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Engin, kalp destek cihazları ile ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Eğer kalp yetmezliğinin son dönemine girildiyse en etkili tedavi seçeneği kalp naklidir. Ancak kalp nakli sayıları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok yeterli değil. Bu nedenle bir ara çözüm gerekiyor. Bu çözümlerin günümüzdeki en başarılı olan seçeneği de ‘yapay kalp’ diye bilinen kalp destek cihazlarıdır. Bu cihazlar, hastalıklı olan sol karıncıktan kanı alıp kalpten çıkan en büyük damar olan aortaya pompalıyor. Cihazı aslında bir su motoru gibi düşünmek gerekiyor. Bu cihazları iki ana grupta kullanıyoruz. Birincisi, bu hastaları kalp nakline dek yaşatabilmek amacıyla kullanılır. İkincisi ise, kalp nakline uygun olmayan hastalarda yaşamının sonuna kadar kullanmak üzere takabiliyoruz."
7 yıldır kullanan hastalar var
Hastaların cihazı nasıl kullandığını anlatan Prof. Dr. Engin, "Bu cihazı taktığımız hastaların vücudundan ince bir kablo çıkıyor. Bu kablo, 1,5 kiloluk sarj ünitelerinin bulunduğu bir postacı çantasında hastalar tarafından taşınıyor. Hasta bu çanta sayesinde günlük ihtiyaçlarını karşılıyor, araba sürebiliyor, bisiklete binebiliyor. Hasta bu çantayı, günün bütününde kullanmak zorunda. Çünkü bu çanta, vücudun içindeki yapay kalbe bağlı ve çantanın içerisindeki piller bu cihaza enerji sağlıyor. Kalp destek cihazlarının bir ömrü yok. Sonsuza dek çalışabilmek üzere çalışması üzere dizayn edilmiştir. Bizim kliniğimizde 7 yıldır bu cihazı kullanan hastalarımız var" diye konuştu.
Organ bağışı vurgusu
Organ bağışı konusunda da değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Engin, "Organ bağışı mutlaka geliştirilmesi gereken bir konu. Belki organ bağışı esnasında karar veren aile, buradaki insanları görse çok farklı bir karar verir. Umarım yapay kalp takımına ihtiyaç duyulmayan bir dünya görürüz. Organ nakli bu hastalar için zaruri bir ihtiyaçtır. Bu cihaz Türkiye’de her yıl yaklaşık 200 civarında hastaya takılıyor. Türkiye’de toplam kalp nakli sayısı da yılda 80 civarında. Bizim merkezimizde yılda yaklaşık 20 kalp nakli gerçekleştiriyoruz. 70 de cihaz takıyoruz" bilgilerini verdi.