Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Afrikalı göçmenlerin Libya'da köle olarak satıldığı iddiasıyla ilgili, "Avrupa'nın, göçmenleri kendi topraklarının dışında tel örgülerle ya da bir takım silahlı kuvvetlerle tutması, Avrupa için bir başarı olarak gözükmemeli" dedi.
Resmi ziyaret için Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da bulunan Çelik, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, soruları yanıtladı.
Çelik, Türkiye ile Bulgaristan'ın ivmesi giderek artan ilişkilere sahip olduğunu belirterek, Estonya'nın ardından AB Dönem Başkanlığını devralacak Bulgaristan'ın, Avrupa'nın ihmal ettiği Balkan perspektifini, Avrupa'ya yeniden göstermesi bakımından önemli olduğunu söyledi.
Bazı ülkelerin Balkanlar'ı kendi arka bahçesi gibi gördüğünü ifade eden Çelik, Sofya'ya yaptığı ziyarette, Bulgaristan'ın Avrupa ajandasında Balkanlar'ı daha merkezi bir perspektife getirmesine yönelik çalışmaların da gündeme getirildiğini vurguladı.
Çelik, göç meselesinin Türkiye ile Bulgaristan'ın ortak meselesi olduğuna işaret ederek, halihazırdaki gelişmelere bakıldığında göç sorununun artarak devam edeceğini dile getirdi.
Afrikalı göçmenlerin Libya'da köle olarak satıldığı iddiasıyla ilgili de Çelik, şunları kaydetti:
"Avrupa'nın, göçmenleri kendi topraklarının dışında tel örgülerle ya da bir takım silahlı kuvvetlerle tutması, Avrupa için bir başarı olarak gözükmemeli. Eğer siz bu insanlara yasa dışı göçle mücadele ederken yasal ve düzenli göç yolları açmazsanız, bu insanları sadece o ülkelerdeki koşullara mahkum ederseniz ve hapsederseniz bu insanlar oradaki köle pazarlarının birer aracı haline geliyorlar. Yakın zamanda çıkan haberlere göre, bu insanları DAEŞ satın alıyor. Bu çok büyük bir trajedidir. İnsani açıdan utanç vericidir."
Bakan Çelik, göç sorununa makul çözümler bulunması gerektiğinin altını çizerek, "Avrupa'nın refahını ve güvenliğini korumak adına temel moral değerlerden taviz veren bir yaklaşım üretirseniz, bu moral ve ahlaki değerler konusunda verdiğiniz taviz, refahı da güvenliği de vurur" dedi.
Duvarlar değil, köprüler kurmanın önemli olduğuna dikkati çeken Çelik, Türkiye'nin sorunun çözümü noktasında örnek teşkil ettiğini vurguladı. Çelik, Türkiye'nin pek çok Avrupa ülkesinin nüfusunun yarısı kadar göçmeni barındırdığına işaret ederek, bu konuda Türkiye'nin AB'den yeterince yardım almadığına dikkat çekti.
Bulgaristan'ın AB dönem başkanlığı için ciddi hazırlıklar yaptığını dile getiren Çelik, istikrar ve güvenlik konularının da ele alındığını ifade etti.
Çelik, "Avrupa'nın istikrarından bahsediyorsak burada anahtar ülke Türkiye'dir. Avrupa'nın güvenliği ve ekonomisinden bahsediyorsak anahtar ülke Türkiye'dir" diye konuştu.
"FETÖ'YÜ TERÖR ÖRGÜTÜ SAYMAMAK ÇİFTE STANDARTTIR"
AB Terörle Mücadele Koordinatörü Gilles de Kerchove'un "Fetullahçı Terör Örgütü'nü (FETÖ) terör örgütü olarak görmedikleri" açıklamasına ilişkin soruyu yanıtlayan Çelik, "FETÖ'nün terör örgütü olarak sayılmaması AB'nin terörü değerlendirme, terör örgütleriyle mücadele konusundaki zaafının bir örneğidir." ifadelerini kullandı.
Çelik, Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Antonio Tajani'nin, PKK iltisaklı kişilerin AP'ye girişinin yasaklanması kararı aldığını hatırlatarak, PKK'nın yıllardır terör örgütü olarak kabul edildiğine ancak örgütle bağlantılı kişilerin Parlamentoya girmesinin daha yeni yasaklandığına dikkati çekti.
Avrupa'nın kendisini vuran terör örgütlerine karşı herkesi iş birliğine davet ettiğini belirten Çelik, "(Avrupa) Ama müttefiklerini vuran terör örgütlerine, yani PKK'ya ve FETÖ'ye karşı çifte standart uyguluyor. Kim ne derse desin, FETÖ Türkiye'de çok büyük bir katliam gerçekleştirmiştir ve Türkiye'ye karşı bir işgal girişiminde bulunmuştur. Terör örgütü olduğu açıktır.
Çok önemli müttefiklerimizdeki bir takım cumhurbaşkanları ve başbakanları, FETÖ darbe girişiminin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçmişken, hala Türkiye'ye geçmiş olsun ziyareti yapmamışlardır. Bu net bir çifte standarttır. Göreceğiz, terör örgütleri konusunda kim bir çifte standart uygulamışsa, sonuçta bu bir bumerangdır, bu çifte standardı uygulayan bununla yüzleşmek durumunda kalmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
AB'NİN TÜRKİYE FONLARINDA KESİNTİYE GİTMESİ
AB'nin, Türkiye'ye verilen fonlarda kesintiye gitme kararı alması hakkındaki soruya Çelik, "Bu bir trajedidir." nitelendirmesi yaptı.
Çelik, Türkiye'nin fonlardaki 105 milyon avroluk kesintiye ihtiyacı olmadığını belirterek, bu yardımların aslında aday ülkelerin AB'ye yakınlaşması için yapıldığını, AB'nin söz konusu kararı ile "çifte standart" uyguladığını kaydetti.
"'Hem Türkiye AB'den uzaklaşıyor' diyorlar hem de Türkiye ile AB arasında yakınlaşmayı sağlayacak mali yardım mekanizmasında kesintiye gidiyorlar." diyen Çelik, bunun ahlaki açıdan da siyasi açıdan da savunulacak hiçbir tarafı olmadığını vurguladı.
Çelik, "Kuşkusuz bu çifte standart artık taşınamamaktadır. Artık bu herkesin gözüne batmaktadır. Türkiye'nin bu haklı tezlerinin daha çok kabul gördüğünü Bulgaristan'da görmekten de memnun oldum." ifadelerini kullandı.
AB'nin mültecilerin yeniden yerleştirilmesi programına ilişkin soruyu Çelik, "Ne yeniden yerleştirme konusunda bir ilerleme var ne de gönüllü insani kabul başladı." şeklinde cevapladı.
Çelik, "Maalesef dünyada yaşanan ve bütün dünyayı ilgilendiren bu acı karşısında AB'nin iyi bir sınav veremediği, bu sınavda kaldığı gözlemleniyor. Umarım Bulgaristan dönem başkanlığı ile birlikte bir takım şeyler değişir" diye konuştu.
YORUMLAR