Ortaköy'deki eğlence merkezi Reina'da yılbaşı gecesi düzenlenen ve 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısına ilişkin, Abdulkadir Masharipov ve eşinin de aralarında bulunduğu 51'i tutuklu 57 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması başladı.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan duruşmaya saldırgan Masharipov ve eşi Zarina Nurullayeva'nın da aralarında bulunduğu 4'ü kadın 48 tutuklu sanık ile 3 tutuksuz sanık katıldı.
Duruşmada, tarafların avukatlarının yanı sıra bazı müştekilerle sanıkların yakınları da hazır bulundu.
AYRI YERE OTURTULDU
Sanıklardan Abdulkadir Masharipov, diğer tutuklu sanıklardan ayrı olarak koluna giren iki jandarma görevlisi eşliğinde salona alınarak ön sıraya oturtuldu.
Masharipov'un diğer sanıklarla temas kurmaması için iki tarafında ve arkasındaki sıraya da askerler oturtuldu.
"VEKALETNAME ALAMADIK"
Kimlik tespitinin ardından söz alan Abdulkadir Masharipov’un avukatı Atanur Demir, müvekkilinin vekaletini henüz alamadığını belirterek, "Gittiğimiz noter, iş yoğunluğunu gerekçe göstererek talebimizi geri çevirdi. Bunun üzerine cezaevinde Türkçe bir vekaletname hazırladık. Bu vekaletnameye de cezaevinde el konuldu. El konulmasına ilişkin müvekkilimle tuttuğumuz tutanağa da cezaevinde el konuldu. Görevliler hakkında ayrıca bununla ilgili suç duyurusunda bulunduk. Abdulkadir Masharipov’un avukatı olduğumuzu ispat edemediğim için herhangi bir talepte bulunamadık" iddiasında bulundu.
Demir, öncelikle sanık Abdulkadir Masharipov'a avukatlığını kabul edip etmediğinin sorulmasını istemesi üzerine Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, tercüman aracığıyla bu talebin sorulmasını istedi.
TÜRKÇE CEVAP VERDİ
Masharipov da bunun üzerine Türkçe karşılık vererek, "Anlıyorum. Avukatlığımı yapabilir. İstiyorum" karşılığını verdi.
Mahkeme Başkanı Dağ da bunun üzerine avukat Atanur Demir’e sanıklardan Abdulkadir Masharipov'un avukatı olduğunu kabul ettiklerini söyledi.
SUSMA HAKKINI KULLANDI
Ardından konuşmasını sürdüren avukat Demir, müvekkiline, yaşadıkları hukuki sorun giderilene kadar susma hakkının olduğunu söylediğini aktararak, "Kendisi de susma hakkını kullanacağını söyledi. Susma hakkını şu anda kullanıp kullanmayacağını bilmiyorum. Bunun sorulmasını istiyorum" dedi.
DÜZEN DEĞİŞİKLİĞİ TALEBİ
Sanık avukatı Atanur Demir, müvekkiliyle görüş kısıtlılığının kaldırılması ve birebir görüşme imkanı olmadığı için duruşmanın Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda yapılmasını istedi. Duruşma salonunda müvekkilleriyle aralarında yaklaşık 15 metre mesafenin bulunduğunu anlatan Demir, bu nedenle salon düzeninin değiştirilmesini talep etti.
Söz konusu taleplere ilişkin görüşü sorulan cumhuriyet savcısı ise taleplerin reddine karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti de bu konuyla ilgili verdiği ara kararında 3 talebin reddine hükmetti.
7 DİLDE TERCÜME
Başkan Dağ ayrıca, tercümanlara, sanıklara, susma haklarının olduğunu ancak bu hakkı kullananları sonsuza kadar beklemeyerek savunma yapmış olarak kabul edeceklerini söylemesini istedi.
Duruşma salonunda bulunan 7 tercüman da çoğu yabancı olan sanıklara, Özbekçe, Uygurca, Kazakça, Rusça, Arapça, Fransızca ve İngilizce olarak bu haklarını hatırlattı.
"TALEPLERİN OHAL İLE İLGİSİ YOK"
Mahkeme başkanı, savunmalara ilk olarak sanıklardan Abdulkadir Masharipov’dan başlanacağını belirterek, sanığı kürsüye çağırdı.
Kürsüye getirilen Masharipov, mahkeme heyetinin reddettiği talepleri sordu.
Söz konusu taleplerin söylenmesi üzerine Masharipov, yine tercüman aracılığıyla bir ve üçüncü talebin, OHAL'den sonra yapılma durumunun olup olmadığını sordu.
Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ da bu görüş kısıtlılığı konusunda savunmalardan sonra ara karar verileceğini belirterek diğer taleplerin ise OHAL’le bir ilgisinin olmadığını ifade etti.
MAHKEME BAŞKANINDAN TEPKİ: ŞOV YAPMA
Masharipov da Türkiye'nin kanunlarını bilmediği için avukatıyla görüşmeden savunma yapmayacağını söyledi.
Bu ifadeye tepki gösteren Mahkeme Başkanı Dağ, "Burayı şov yerine çevirtmem. Konuşmayacaksan otur yerine, otur" dedi.
Sanığın yerine oturtulması üzerine söz alan avukatı Atanur Demir, müvekkiline bağırıldığının kayıtlara geçtiğini söyledi.
"MAHKEMELER ŞOV YERİ DEĞİL"
Avukata söz verilmeden konuşulmayacağını söyleyen Başkan Dağ, "Mahkemeler şov yeri değil, Türkiye Cumhuriyeti adına, millet adına karar veren ve sonrasında da mağdur haklarını savunan yerlerdir." diye konuştu.
Abdulkadir Masharipov’un savunma yapmaması üzerine kürsüye çağrılan İlyas Mamaşaripov’un savunmasına geçildi.
2 BİN 370 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, olayda hayatını kaybeden biri polis 39 kişi "maktul", 60'ı yabancı uyruklu 122 kişi "mağdur" ve "müşteki" olarak yer alıyor.
İddianamede, aralarında saldırıyı gerçekleştiren Abdulkadir Masharipov'un da bulunduğu çoğunluğu yabancı uyruklu 51'i tutuklu 57 sanık bulunuyor.
Saldırıyı gerçekleştiren Abdulkadir Masharipov hakkında, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçu ve olayda ölen 39 kişi için ayrı ayrı olmak üzere 40 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen iddianamede, ayrıca bu sanığın "terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar, olayda yaralanan 79 kişi için "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan bin 540 yıldan 2 bin 370 yıla kadar ve "ateşli silahlar kanununa muhalefet" suçundan da 7,5 yıldan 12 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede, terör saldırısının planlayıcılarından İlyas Mamaşaripov, Abdurrauf Sert, Ali Jameel Mohammed ile saldırıyı gerçekleştiren Masharipov'un eşi Zarina Nurullayeva için de "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçu ve olayda ölen 39 kişi için ayrı ayrı olmak üzere 40 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile "terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar, olayda yaralanan 79 kişi için "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan yine bin 540 yıldan 2 bin 370 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Terör örgütü içine "kadı" olarak görev yaptığı belirtilen Yasser Mohammed Salem Radown için de "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile "terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngörülen iddianamede, diğer sanıklar hakkında da "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ile silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamede, ''DAEŞ terör örgütünün hücrelere ayrılmış yapısı nedeniyle, planlanan muhtemel eylem öncesinde, eylemci ile eylemde kullanılacak silah ve mühimmatların eylemden kısa süre önce bir araya getirildiği tespit edildi. Bu nedenle şüphelilerin, Reina eylemi tarzı gerçekleştirilmesi planlanan bir eylem öncesinde yakalandıkları anlaşılmaktadır" ifadelerine yer veriliyor.
"7 BİN 200 SAATLİK KAMERA GÖRÜNTÜSÜ"
Sanık Abdurrauf Sert'in, Muhammet Erol Yıldız adına düzenlenmiş sahte kimlikle 5 Ocak'ta yakalandığı belirtilen iddianamede, Sert'in sorumlu olduğu evlerde yapılan operasyonlar sırasında Esenyurt'taki bir adrese 16 Ocak'ta yapılan baskında, Reina saldırısını gerçekleştiren Abdulkadir Masharipov'un yakalandığı kaydediliyor.
Saldırının ardından sanıkların yakalanması için 152 adreste arama yapıldığı, vatandaşlarca yapılan 2 bin 142 ihbarın değerlendirildiği ve 61 DAEŞ şüphelisinin başta İstanbul olmak üzere Kayseri, Konya ve Hatay'da gözaltına alındığı bilgisi verilen iddianamede, operasyon kapsamında 642 yabancı uyruklu kişinin kamu düzeni ve kamu güvenliği açısından tehdit oluşturdukları gerekçesiyle 6458 sayılı kanuna göre sınır dışı edildiği anlatılıyor.
İddianamede, saldırıyı gerçekleştirdikten sonra kaçan Masharipov'un yakalanması için 7 bin 200 saatlik kamera görüntüsü izlendiğine işaret ediliyor.
"KOD ADI DIŞINDA BİLGİ YOK"
İddianamede, saldırının gerçekleştiği 1 Ocak 2017 itibarıyla açık kimlik ve eşkal bilgileri bilinmeyen, yurda illegal yollardan giriş yapan "Ebu Muhammed El Horasani" kod ismi dışında hakkında bilgi bulunmayan Masharipov ile DAEŞ mensubu şüpheliler Tene Traore, Dina Ailaa Eid Sayed Ahmed, Aysha Muhammed ve Ali Jameel Muhammed'in, İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü ve MİT görevlilerinin yoğun çalışma ve gayretleri sonucu yakalandığı anlatılıyor.
İddianamede ayrıca, açık kimliği bilinmeyen, "Tulpar", "Haku", "Mustafa Darsun", "Ebu Halid", "Muhammed Abdullah" kod adlı şüphelilerle halen firari olan İlyas Aydın, Yunuscan Türkistanlı, İsa Gül, İslam Atabiev, Yusuf Nasır, Usman Sabirov, Khushnudbek Fazlıdınnov, Ayşa Yamin, Avazbek Adiljanov adlı DAEŞ terör örgütü mensubu şüpheliler hakkındaki soruşturmanın ayrıldığı belirtiliyor.
YORUMLAR