Toplumda sorun haline dönüşmüş konulara araştırmaları ile çözüm önerileri sunması ile bilinen Araştırmacı yazar Hüseyin Demir, Genel af ve Merkezî Adlî Sicil Bilgi Bankası verilerine göre yaklaşık 7 milyon adli sicili bulunan vatandaşı ilgilendiren adli sicil affı konusunda çözüm önerisi sundu.
Islah olma özelliğini baz alan af sistemi kurulmalıdır.
Cezaevlerinin var oluş gayesi olan ıslah etme özelliği dikkate alındığında, ıslah olmuş her mahkumun özgürlüğüne kavuşacağı, standartları bilimsel araştırmalara dayanan af sisteminin kurulması gerektiğine dikkat çeken Araştırmacı yazar Hüseyin Demir, ‘Türkiye tarihinde genel af, kısmi af, ceza indirimi, infaz indirimi gibi farklı tabirler ile ifade edilen, özünde af niteliği taşıyan düzenlemeler ile cezaevlerinde yaşanan sorunlara kısmi çözüm getirilmiş olsa da kalıcı çözüm bir türlü sağlanamamıştır. Bilindiği üzere genel af ancak TBMM'ye sunulacak bir teklif ve teklifin kabul edilmesiyle mümkün olabilmektedir. Af çıkartma yetkisi, TBMM Genel Kurulu’nda üye tam sayısının 3/5 (beşte üç) çoğunluğunun kararı ile gerçekleşebildiği için siyasi Saikler ile çıkan veya nihayete ulaşamayan af teklifleri, ceza evlerinde yaşanan sorunlara çözüm olamadığı, yaşanan süreçte net olarak gözlemlendiği kanaatindeyim. En son 2 yıl önce pandemi koşullarının getirdiği zorluklar, cezaevlerinin kapasitesinin çok üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunması gerekçesiyle infaz indirimi düzenlemesi yapılmış ve yaklaşık 90 bin mahkum kanundan yararlanarak özgürlüğüne kavuşmuştu. Bugün geldiğimiz nokta da Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri (CTE) Genel Müdürlüğünün verilerine göre 28 Şubat itibarıyla cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 309 bin 558 olduğunu açıklandı. CTE'nin verilerine göre cezaevlerinde 271 bin 163'ü hükümlü, 38 bin 395'i ise tutuklu bulunmaktadır. Bu veriler 2 yılda aynı koşullara dönen cezaevlerinin durumu net olarak ifade etmesi , sistemli ve kalıcı bir af kanununa ihtiyaç olduğunu gösterir niteliktedir. ‘dedi.
Kovid- 19’dan dolayı izinli olan mahkûmlar için af düzenlemesi düşünülmeli
Ceza infaz kurumlarındaki Kovid- 19 izinleri konusunda daha kapsamlı bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirten Demir, ‘Pandemi koşullarından dolayı yaklaşık 2 yıldır, 2 ayda bir uzatılan covid-19 izinleri süresince izinde olan tüm mahkumları kapsayan ve bu süre zarfında herhangi bir olaya karışmamış tüm mahkumlar için af düzenlemesi yapılmasında kamu ve toplum yararı olduğu açıkça ortada durmaktadır. Cezaevlerinin asıl gayesi olan suç işlemiş kişilerin, tekrar suç işlememelerini sağlamak olduğu dikkate alındığında, 2 yıl gibi uzun bir süre zarfında kovid-19 dan dolayı izinli olan mahkumlardan hiçbir suça karışmamış kişiler, toplumda yerini almaya hazır anlamı taşımaktadır. Olaya ıslah olma durumundan bakıldığında Kovid- 19’dan dolayı izinli olan mahkûmlar için af düzenlemesi düşünülmesi toplumsal fayda içerdiği gibi kamu yararı bakımdan da yerinde bir karar olacaktır.’ dedi.
Kalıcı Af düzenlemesi sorunlara çözüm olacaktır.
Tutuklu ve hükümlüler ile birlikte yakınlarının, her gün büyük bir dikkat ile af çıkacak mı? Beklentisi, Af istiyoruz sözleri ile siyasilere ulaşma gayretleri, sosyal medyadan seslerini duyurma çalışmaları gibi çalışmalar yapmaları ve bu kapsamda ceza evleri ile alakalı herhangi bir sorun hakkında fikir beyan etmiş şahıslar ve daha önce bizim gibi sorunların çözümüne yönelik önerilerde bulunan, çözüm reçetesi sunan kişilere ulaşan mahkum yakını sayısının her geçen gün katlanarak artması, toplumda oluşan af beklentisini işaret ettiğine dikkat çeken Araştırmacı yazar Hüseyin Demir, ’Af kanununun mecliste belirli süreler ile çıkarılan yasalar olmaktan çıkarılarak, bilimsel veriler, sosyologların, psikologların, toplum bilimcilerinin vb. ilgili bilimlerden oluşan uzmanların gözetiminde yapılacak bilimsel test ve gözlemler sonucunda uzmanlardan oluşan kurullarca alınacak karar ile mahkum ıslah olmuş, suç işleme meyilli ortadan kalkmış, toplumda yerini alabilir durumuna gelmiş ise bugün cezaevlerinde olan veya yarın cezaevlerinde olabilecek mahkumların, ıslah olduklarının tespiti neticesinde özgürlüklerine kavuşacakları, kalıcı ve sürdürülebilir af düzelmesi, yaşanan sorunların kökten çözüm anahtarı olacaktır.’ Dedi.
Sicil affı şart
90 bin kişinin yararlandığı infaz indiriminin üzerinden 2 yıl geçmeden cezaevlerinin tekrar dolup taşmasının en büyük nedeninin halk arasında sabıka kaydı olarak bilinen adli sicil kaydı olduğuna dikkat çeken Araştırmacı yazar Hüseyin Demir,’ Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri (CTE) Genel Müdürlüğünün verilerine göre 28 Şubat itibarıyla cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 309 bin 558’dir.Bu veriler 2 yıl önce 90 bin kişinin yararlandığı infaz düzenlemesi ile kısmi olarak boşalan cezaevlerinin tekrar dolduğunu göstermektedir. Durumlar böyle olunca sorulması gereken sorunun cezaevleri neden dolup taşmaktadır. suç oranını azaltacak önleyici önlemler neden yeterli olmamaktadır. Bu sorgulamalar yapılmalı diye düşünüyorum. Yaptığım genel araştırmada hükümlü infazını tamamladıktan topluma adaptasyonu için bazı çalışmalar yapılmakta ama sonra eski hükümlü sıfatına sahip olması sebebiyle cezasını çekmiş olmasına rağmen sosyal, ekonomik ve siyasi dezavantajlara sahip olmasına neden olan adli sicil kaydı yani sabıka kaydının olmasından dolayı birçok hükümlü normal vatandaşlar gibi topluma adapte olamamakta ve tekrar suç ortamına yönelebilmektedir. Bu durumlardan dolayı ceza evleri tekrar dolup taşmakta ve adli sicil kaydının silinme koşulları çok uzun yıllara dayanmasından ötürü her geçen gün adli sicili bulunan vatandaş sayısı artmaktadır. Suç ortamının kurutulması bakımından önleyici bir önleme olması bakımından infazını tamamlamış kişilerin, topluma adaptasyonuna sosyal, ekonomik, psikolojik ve siyasi olarak olumlu yönde katkı sağlaması adına, adli sicil affı ivedilikle çıkarılmalı ve adli sicil kanunu sebebiyet verdiği olumsuzluklar düşünülerek tekrar düzenlenmelidir. Merkezî Adlî Sicil Bilgi Bankası verilerine göre yaklaşık 7 milyon adli sicili bulunan vatandaşa temiz bir sayfa açılmasının toplumsal faydası düşünülerek bu konuda çalışma yapılmasında kamu yararı olması bakımından, toplumun sicil affı talebi çözüm bulmalıdır. ’dedi.
YORUMLAR