Çocuklar ve gençler, medya teknolojileri ile dolu bir dünyaya doğdukları için, bu teknolojilerin kullanımına içgüdüsel bir yatkınlıkları olduğu düşünülüyor ve medya bağımlılığı ile suçlanıyorlar. Ancak, bunun gerçek sebebi, hep çocuklarını medyadan uzak tutmaları konusunda öğütler ve taktikler verilen anne-babalar olabilir mi?
İnternet, laptop, tablet ve en önemlisi akıllı telefonların gençlerin günlük yaşamının vazgeçilmez bir parçası olduğu tartışılamaz bir durum. Bağımlılık oluşturma riski oldukça yüksek olan bu yeni medya teknolojilerinin kişiler arası ilişkiler üzerinde de büyük etkisi olduğu gerçeği günümüzde sıklıkla işleniyor ve inceleniyor. Buna ders kitaplarında toplumumuzun temeli olarak adlandırılan aile içindeki ilişkiler de dahil.
Evin aile üyelerini bir araya getiren odası olarak bilinen ‘oturma odası', bugün kiminin televizyondaki diziler içerisinde kaybolduğu, kiminin akıllı telefonu ile dış dünyaya bağlandığı, kiminin ise bilgisayarı aracılığıyla yapılması gereken işlerini yerine getirdiği bir ortama sahne oluyor. Akademik çalışmaların ve yapılan haberlerin neredeyse hepsi, bu konuda çocukları ve gençleri suçluyor.
Öğr. Gör. Dr. Esra Cizmeci, bu konuda ebeveynlerin sanıldığı kadar masum olmadıklarını belirterek şunları kaydetti:
"Aslında çocukların ve gençlerin aileleriyle vakit geçirmek için sessiz bir haykırış içerisinde olduğunu, ancak günün yorgunluğunu sosyal medya gibi ortamlarda ya da internette gezinerek dinlenmeyi tercih eden anne-babaların çocuklarıyla ilgilenmediğini tespit ediyor. Hem kendi medya kullanımlarıyla çocuklarına örnek teşkil eden, hem de ailece geçirilecek vakitlerden ziyade oldukça bireyselleşmiş bir biçimde rahatlamayı tercih eden ebeveynler, çocuklarını medya bağımlılığına itiyor."
"Kimse benimle ilgilenmiyor, sıkılıyorum"
Konu ile ilgili çalışmalarını Aile, Medya ve Serbest Zaman adlı kitabında toplayan Esra Cizmeci yaptığı görüşmelerde çocukların ve gençlerin, kendilerini medya bağımlılığıyla suçlayan ebeveynlerinin ellerinden akıllı telefon, tablet gibi araçları düşürmediğini; "kimse benimle ilgilenmiyor, sıkılıyorum" sözleriyle ilgi istediklerinin mesajını verdiklerini ifade etti.
İnternette parentsonphone etiketiyle bu durumu tam anlamıyla gözler önüne seren fotoğraflar görülüyor. Çocukları ilgi beklerken akıllı telefonlarına kilitlenmiş anne-babalar…
Çocukların ve gençlerin sağlıklı bir sosyal gelişim elde edebilmeleri konusunda anne-babaların rolü sanıldığından daha büyük. İş, okul gibi koşturmacalar ve yoğun kent hayatı hem ebeveynlerin hem de çocuklarının zamanının çoğunu alıyor. Böyle bir ortamda bir araya gelebildikleri nadir zamanları evlerinde geçiren aile üyelerinin birlikte faydalı serbest zaman etkinlikleri yapması büyük önem taşıyor. Tabii bu etkinlikleri yaparken medya teknolojilerinden gerçekten uzak durmak gerekiyor.
YORUMLAR