İSTANBUL'da bir alışveriş merkezinin kafesinde başörtülü kadınlara hakaret ettiği öne sürülen oyuncu Deniz Çakır, hakkında başlatılan soruşturma kapsamında Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde ifade verdi. Ünlü sanatçının savcılık ifadesinde 'Suudi Arabistan' lafını nasıl ve kime söylediğini açıkladı. İddiaları reddeden Deniz Çakır olayın görüntülerini de delil olarak sundu. İşte Deniz Çakır'ın medyaya sızan ifadesi:
SIKI ÖNLEM ALINDI : Deniz Çakır hakkındaki soruşturmada ifade vermeye avukatıyla birlikte geldi. Adliyeye girişinde medya görüntü almasın diye önlem alınmıştı. Savcıya 1.5 saat ifade veren Deniz Çakır, çıkışta medyaya konuştu ve olayın detaylarını açıkladı.
İFADEDEN SONRA AÇIKLAMA YAPTI : Birbuçuk saat ifade veren Deniz Çakır, adliye çıkışı basın mensuplarının konuştu ve şunları söyledi: - “Yapılan suçlamaları kesinlikle reddettim. Hiç kimseyi kadın, erkek, başı açık, başörtülü, dini inancı, rengi için ayırmadım. Tam tersine birleştirmek için sosyal projelerde yer aldım. Ben ayrıştırmak için değil birleştirmek için mücadele verdim.
GÖRÜNTÜLER VAR : - Zaten ifademi de verdim. Suçlamalar benim bugüne kadar ki duruşuma da ters. Bir sanatçı bir kadını başı örtülü başı örtüsüz diye ayırmaz. Benim başı açık başı kapalı bir çok hayranım yakınım var. Hepsini sarıp sarmaladım. Hepsi de beni çok severler. Şuanda da yanımdalar. Çok teşekkür ederim. Görüntüler var hepsini savcılığa sunduk. Fakat şu an bir yargı süreci var daha fazla konuşmam doğru değil. Tüm görüntüler incelendi. Zaten her şey ortada.
DENİZ ÇAKIR'IN SAVCILIK İFADESİ ÇIKTI : İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Murat Çağlak tarafından ifadesi alınan Deniz Çakır ifadesinde, olay günü saat 19.00 sıralarında bir doğum günü kutlaması için arkadaşlarıyla beraber bir kafeye gittiklerini söyledi. Bir süre sonra iki kadının gelerek yan masalarına oturduğunu söyleyen Çakır devamını şöyle anlattı:-
"Bu kadınların bakışı ve hareketleri beni yargılar ve taciz eder şekildeydi. Ben yaptığım iş gereği insanların bana bakmasına alışkın olmama rağmen bu iki kadının davranışları sıradışı olduğu için rahatsız olmuştum. Sonra bu iki kadının arkadaşları da gelince bizden rahatsız olduklarını hissettirip arka masaya geçmeleri ve bana aynı şekilde bakmaları üzerine ben de 'Ne oluyor' der gibi onlara baktım. Bu şekilde böyle bir gerginlik oldu. Ancak sonrasında olayı önemsemeyip, masamıza döndük".
BİZİ Mİ ÇEKİYORSUNUZ : -"Fotoğraf çekilme esnasında arkadaki kadın grubu kendilerinin fotoğrafını çektiğimizi düşünerek, 'Bizi mi çekiyorsunuz' dediler. Biz de kendilerini çekmediğimizi söyledik. Hatta arkadaşım Hande Canar telefonu götürerek kendilerine gösterdi. Fotoğraflarının olmadığını görünce ikna oldular. Bir süre her iki masadaki kişiler kendi eğlencesine devam etti. Bu arada kafenin garsonlarından birine kendi fotoğraflarının alındığını söylemişler. Garson gelip bize söylediğinde almadığımız konusunda bilgi verdik."
ASLA BUNLARI YAPMADIM -"Kadınların ısrarla fotoğraflarını aldığımızı söylemeleri nedeniyle telefonu hızlıca masaya koyduğumda camı kırıldı. Telefon evde. Size bugün ulaştıracağım. Sonrasında konu kapandı. Yarım saat sakin oturduktan sonra ayrıldım. Ayrılırken herhangi bir tartışma ya da olay çıkmadı. Ben kesinlikle anlattıklarım dışında kafeye girerken bu kadınlara bakarak alay eder tarzda euzü besmele çekip jest ve mimik hareketi yapmadım. Zaten bu kadınlar benden sonra kafeye geldiler.
ARABİSTAN'A GİDİN DEMEDİM-Yine bu kadınlara bağırarak 'Ben Atatürkçü'yüm, burası Atatürk Türkiye'si Arabistan değil. Siz Arabistan'a İran'a gideceksiniz' şeklinde herhangi bir cümle kullanmadım. Tüm hayatım boyunca ayrımcılık yapılmasına karşı durmuş bayanlar ile ilgili sosyal destek projelerinde yer almış bir insanım. Böyle bir konudan dolayı ifade vermek zorunda bırakıldığım için çok üzgünüm"
ARABİSTAN'LA İLGİLİ TAM OLARAK NE DEDİ? : -Arabistan kelimesinin geçtiği tek cümle kendi masamdaki arkadaşlarımın duyabileceği şekilde, içkili bir mekanda içtiğim içkiye, çektiğim fotoğrafa karışılıyor, yargılanarak bakılıyor, 'Burası Arabistan mı? Atatürk Türkiye'si' şeklinde söyledim. Ancak bu söylemi mi kesinlikle karşı tarafın duyacağı ses tonuyla ya da onlara hitaben söylemedim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmem.
-Olayın 30 Aralık 2018 tarihinde olmasına rağmen 4 Ocak 2019 tarihinde dilekçe verilmesi, kafeden ayrılırken herhangi bir tartışma ortamının olmaması ve olayın orada bitmiş olması hususlarını düşündüğümde müştekilerin iyi niyetli olmadıkları kanaatindeyim.
İDDİALAR NE? : İki arkadaşı ile birlikte AVM'de bir cafeye giden Deniz Çakır'ın yan masada oturan başörtülü kadınlara "Burası Arabistan mı? Ne geziyorsunuz burada!" şeklinde sözlü tacizde bulunduğu iddia edilmişti. Kızlar ünlü oyuncunun alkollü olduğunu iddia ederken, Deniz Çakır olayın gündüz yaşandığını ve alkol almadığını söyledi.
GÖRGÜ TANIKLARI NE DİYOR? : Deniz Çakır mı doğruyu söylüyor başörtülü kızlar mı? Herkes kendi tarafından olayı anlattığı için bu noktada görgü tanıklarının dedikleri önem kazanıyor. Habertürk yazarı Sevilay Yılman, olayın tanığı olanların gördüklerini bugün köşesinde şöyle aktardı: -"Başörtülü kadınlar alkol alan Deniz Çakır ve arkadaşlarının birbirlerinin fotoğraflarını çekerken kendi fotoğraflarının çekildiğinden şüphe duyup, “Bizim fotoğrafımızı çekiyorsunuz!” filan diyerek sözlü sataşmada bulunmuşlar. Sonra da kendilerine hizmet eden garsona alkol alan Çakır ve arkadaşlarından rahatsız olduklarını söyleyip masalarının değiştirilmesini istemişler. Bunun üzerine de Çakır onların da duyabileceği biçimde, “Benim ne içtiğime ne yediğime niçin karışılıyor! Burası Arabistan mı?” diyerek tepki göstermiş."
SORUŞTURMA BAŞLATILDI: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, başörtülü kadınlara hakaret ettiği öne sürülen oyuncu Deniz Çakır hakkında, söz konusu kızların şikayeti üzerine "Hakaret" suçundan soruşturma başlattı. Deniz Çakır o soruşturma için ifade veriyor.
BAŞÖRTÜLÜ KIZLAR NE DİYOR? : Zeynep Yılmaz, Emine Feyza Mazı, Merve Sancaktar, Vecihe Karadeniz şu iddialarda bulundular : -Saat 22.45 sularında kafeye gittik. Konserden çıkmıştık. Masada sekizi başörtülü dokuz kişiydik. Deniz Çakır bizi görür görmez söylenerek masasına oturdu. Sonra telefonuyla çekim yapmaya başladı.
-Yanındakiler daha sonra yanımıza gelip telefonu gösterip "Kusura bakmayın, bakın video falan yok, biz de kalkacağız" dedi. Hepimiz çok şaşkındık. Rencide olmanın ötesinde bir şaşkınlık yaşadık. Hatta bütün gece 'Nasıl oldu böyle bir şey?' diyerek durumu sorguladık. Çünkü o gece bir saat boyunca, bitmek bilmeyen, rahatsız edici sözlü tacize maruz kalıp gerilim yaşadık.
-Kimseden bir müdahale olmadı. Sadece bir garson olaya dahil oldu. Güvenliği çağırdık. Sonrasında ailelerimizle konuştuk. Çakır'a dava açıp kendisini şikayet etmeye karar verdik. Hemen avukatla iletişime geçtik. Özür dilese bile ne hissedeceğimizi bilmiyoruz. Yargı sürecinin ilerlemesini istiyoruz.'
ERDOĞAN'DAN TEPKİ GELDİ: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Çakır hakkında sert bir açıklama yapmış ve şöyle konuşmuştu: "Bu ülkenin meşrebi ve duruşu belli olan Cumhurbaşkanı'nı bira içmeye, Mozart dinlemeye zorlamak faşistliğin dik alasıdır. Bu ülkede başörtülü hanımlara Suudi Arabistan'a gidin demek faşistliğin en sefil halidir."
SANATÇIYMIŞ!: "En son bir konserden çıkan başı açık örtülü kızlarımıza orada gelip bu şekilde sataşıp Suudi Arabistan'a gidin burada ne işin var diyenlerin halini düşünün adı da sanatçıymış".
YORUMLAR